-
1 arkası kesilmek
исся́кнуть, зако́нчиться -
2 arkası kesilmek
to discontinue, to cease, to run out -
3 arka
за́дний корешо́к (м) тыл (м) я́годицы (мн)* * *1.1) спина́arkasında palto vardı — на нём бы́ло пальто́
arkası ağrıyor — у него́ боли́т спина́
arkasını çevirmek — отверну́ться; поверну́ться спино́й к...
arkasını vermek — встать спино́й к...; прислони́ться
ateşe arkasını verdi — он встал спино́й к огню́
2) за́дняя сторона́ (чего-л.)evin arkası sıvasız — за́дняя часть до́ма не отштукату́рена
3) продолже́ниеarkasını dinle! — слу́шай, что бы́ло да́льше!
arkası gelecek sayıda — продолже́ние в сле́дующем но́мере
hikâyenin arkası — продолже́ние расска́за
4) перен. покрови́тель, защи́тникarka bulmak — найти́ покрови́теля
arka çıkmak — защити́ть кого
arkası var — а) у него́ име́ется покрови́тель / защи́тник; б) продолже́ние сле́дует
arka vermek — подде́рживать, ока́зывать подде́ржку
5) спи́нка (стула и т. п.)2.1) за́днийarka ayaklar — за́дние но́ги ( у животных)
arka cep — за́дний карма́н
arka kapı — а) чёрный ход; б) за́дняя две́рца ( автомобиля)
arka plan — за́дний план, фон
arka taraf — за́дняя сторона́, оборо́тная сторона́
dağın arka yanı — противополо́жный склон горы́
2) окра́инный3.arka mahalle — окра́инный кварта́л, окра́ина ( города)
в функции служ. имениarkasına — позади́ кого-чего, за кем-чем (поставить, положить и т. п.)
şemsiyeyi kapının arkasına koydu — он поста́вил зо́нтик за дверь
arkasında — позади́, за кем-чем (находиться, стоять и т. п.)
evin arkasında bir bahçe var — за до́мом име́ется сад
arkasından — вслед за..., по́сле кого-чего
arkasından koşmak — бежа́ть позади́ кого, бежа́ть за кем
••arkasında yumurta küfesi yok ya! — погов. ему́ не́чего теря́ть, он во́лен в свои́х посту́пках
- arkada- arkada bırakmak
- arkada bıraktığımız yıllar
- üç evlâdını arkada bırakıp gitti
- arkada kalanlar
- arkadakiler
- arkada kalmak
- arkadan
- arkadan görünüş
- arkasına almak
- arka arkaya
- arka arkaya vermek
- arkadan arkaya
- arkasına bakmadan gitmek
- arkasını bırakmak
- arkaya bırakmak
- arkaya koymak
- arkasında dolaşmak
- arkasında gezmek
- arkasına düşmek
- arkasına takılmak
- arkası gelmek
- arkasını getirmek
- arkası kesilmek
- arkasından koşmak
- arkası sıra
- arkanız sıra oğlunuz da geldi
- arkasını sıvamak
- arkadan söylemek
- arkasından söylemek
- arkasından konuşmak
- arkadan konuşmak
- arkasından sürüklemek
- arkadan vurmak
- arkası yere gelmemek
- arkası yufka -
4 arka
1. subst Rücken m; Rückseite f; Fortsetzung f (einer Erzählung usw); Rückenlehne f; fig Beschützer m; Rück- (Seite, Wand); Hinter- (Tür, Rad);arka koltuk AUTO Rücksitz m;arka arkaya hintereinander;arka arkaya vermek sich gegenseitig unterstützen;arka çıkmak Unterstützung geben;arka kapıdan çıkmak Schule ohne Abschluss verlassen;b- ne arka olmak jemandem eine Stütze sein;arka plan Hintergrund m;arka üstü yatmak auf dem Rücken liegen;b-ne arka vermek j- m Hilfe leisten;arkada hinten;arkada kalanlar (die) Hinterbliebenen; (die) Zurückgelassenen;arkada kalmak in den Hintergrund treten; zurückliegen (Zeit, Lage);arkadan von hinten;arkadan arkaya fig hinter dem Rücken;bş-in arkası alınmak einer Sache (D) ein Ende setzen;arkası gelmek fig weitergehen;arkası kesilmek aufgebraucht werden/sein; versiegen;bş-in arkasına düşmek etwas eifrig verfolgen;b-nin arkasına düşmek jemandem auf den Fersen sein;b-nin arkasında dolaşmak sich jemandem anzunähern versuchen;-in arkasından hinter … her, nach (zeitlich);b-nin arkasından konuşmak hinter jemandes Rücken reden;-in arkasını bırakmak nicht mehr verfolgen, loslassen;-in arkasını bırakmamak nicht ablassen von;arkaya bırakmak (auf später) verschieben2. Ortssubstantiv: -in arkasına hinter A;dolabın arkasına hinter den Schrank (stellen usw);-in arkasında hinter D;dolabın arkasında hinter dem Schrank (stehen usw);-in arkasından hinter D … hervor (kommen usw) -
5 art
1. subst Rücken m; hintere Seite f, hintere(r) Teil; Rückseite f, Kehrseite f; Fortsetzung f; Ende n; Hinter- (Beine, Tür); nachfolgend (Generation);art arda gelmek nacheinander kommen ( oder gehen);art düşünce Hintergedanke m;artta kalmak zurückbleiben; heil bleiben; übrig bleiben;ardı ardına hintereinander, fam dicht aufeinander; unaufhörlich;-in ardı (arkası) kesilmek ein Ende nehmen;-in ardı arkası kesilmez unablässig;ardı sıra hinterher;-in ardından bakmak nachschauen D;-in ardına düşmek auf dem Fuß folgen D;ardına kadar açık weit offen (Tür usw);-in ardından koşmak hinter jemandem herlaufen;-in ardını getirmek zu Ende führen2. Ortssubstantiv → arka -
6 surcease
bitmek, arkasi kesilmek; ara vermek -
7 art
"1. back, behind, rear; hinder part, hind. 2. the space behind. 3. sequel. -ından 1. following. 2. in pursuit of. 3. immediately after. -ını almak /ın/ to complete. -ı arası kesilmemek to continue without a break, go on incessantly. - arda one after another, continually. -ı arkası gelmemek not to come to an end. -ından atlı/tatar kovarcasına (running) as if chased by the devil. -ını bırakmamak /ın/ to follow up, stick to. -ına düşmek /ın/ 1. to follow in the steps of. 2. to pursue, follow up. - düşünce hidden intent. - elden underhandedly, slyly. -ına kadar açık wide open (door, window). -ı kesilmek to run out, cease to be available. -ını kesmek /ın/ to stop, prevent, end. - niyet hidden intent. -ından sapan taşı yetişmez. colloq. He goes (is going) very fast. -ı sıra 1. behind, (trailing) along behind. 2. immediately after. -ı sıra gitmek /ın/ to follow, trail after. - teker back wheel. "
См. также в других словарях:
arkası kesilmek — (bir şeyin) tükenmek, son bulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ardı kesilmek — arkası gelmemek, tükenmek Gidiş gelişin ardı hiç kesilmiyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
arka — is. 1) Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı Evin arkasında bahçe var. 2) Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi Çocuğun arkası ağrıyormuş. 3) Geri kalan bölüm, kısım Masalın arkası. Yazının arkası. 4) Art, peş 5) Otururken… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulak — 1. is., ğı, anat. 1) Başın her iki yanında bulunan işitme organı Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum. H. C. Yalçın 2) anat. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü Elleriyle… … Çağatay Osmanlı Sözlük